-
Dengeli dönüşümün anahtarı “festina lente” ilkesi
Dijital dönüşüm süreçlerinde, hızlı ilerleme ile olası risklerin yönetimi arasında bir denge kurmak, sürdürülebilir ve güvenli bir kalkınma için hayati önem taşımaktadır. Bu bağlamda, Latince “festina lente” (yavaşça acele et) ilkesi, teknolojik yeniliklerin bilinçli ve stratejik bir şekilde benimsenmesini sağlayarak, sağduyulu bir ilerleme anlayışının temelini oluşturmaktadır. Bu ilkenin sağladığı önemli yararlar arasında, ani ve denetimsiz…
-
Eğitimde yapay zeka devrimi: fırsatlar, riskler ve geleceğin eğitimi
Yapay zekanın eğitimdeki potansiyelini Sanal Gerçeklik (VR) ve Artırılmış Gerçeklik (AR) gibi teknolojilerle birleştirerek, öğrenme deneyimini yepyeni bir boyuta taşıyabiliriz. Bu teknolojiler, öğrencilere soyut kavramları somutlaştıran, etkileşimli ve sürükleyici deneyimler sunarak öğrenmeyi daha kalıcı ve keyifli hale getirmektedir. Sanal Gerçeklik (VR), öğrencileri antik çağlara, uzayın derinliklerine veya insan vücudunun karmaşık yapısına taşıyarak dersleri adeta bir…
-
Veri çağında eğitimin şifresi
Eğitim, bir milletin geleceğini şekillendiren en güçlü alettir. Tıpkı bir tohumun toprağa atılıp özenle sulanması gibi, eğitim de bireylerin potansiyelini filizlendirir ve onları geleceğe hazırlar. Günümüzde ise eğitim, dijital devrimin rüzgarıyla bambaşka bir boyuta taşınıyor. Artık bilgiye erişim daha kolay, öğrenme daha kişiselleştirilmiş ve sınırlar ortadan kalkmış durumda. Peki, bu dönüşümün ardındaki itici güç ne?…
-
Önemli olan bizim ne yapmak istediğimiz
13 Marttan bu yana yoğunluklu acil uzaktan öğretim gerçekleştirdik. Bu süreç bize büyük deneyimler kazandırdı. Öğrenme süreçlerini, öğretmen eğitimlerini, ölçme ve değerlendirme sistemlerini veriye dayalı, makine öğrenmesi temelli organize etme noktasında güzel adımlar atılmasına da vesile oldu.Lakin toplum olarak şunu bir kere daha yaşayarak öğrenmiş olduk ki sistemimiz aslında iki boyutludur. Bir boyutu eğitim diğeri…
-
Ruhsuz şehir olur mu?
Oluşumu medeniyetlerin doğuşuna kadar götürülebilecek şehirlerin, uzun yıllardır türlü tahlillerin ve araştırmaların konusu olmasının sebebi, şehirlerin yapılardan ve coğrafyadan öte, yaşayan, gelişen ve ölen bir anlamlar bütünü olmasından ileri gelmektedir. Bu bahise temel olacak şekilde, şehirlerin doğuşunu medeniyetin doğuşuna kadar dayandırmamız mümkündür. Hatta bunu bir adım ileriye götürecek olursak şehirler, İbn-i Haldun’un da dediği gibi, medeniyetlerin kurulduğu…